1.Erol Deneç Hakkında

Erol Deneç

1941 - İstanbul'da doğdu.

1962 - Tatbiki Güzel Sanatlar 8MİSAFİR SANATÇI Anton Lehmden ile çalıştı.)

Fantastik ekolün ilk Türk temsilcisi oldu.

1964 - Pr. Fuchhs’un davetiyle Viana’ya yerleştive ilk sergilerini açtı.

1965-1968 - Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Pauser ve değerli asistanı Hr.

Vogel’in sınıfında Fantastik çalışmalarını sürdürdü. Akademiye devam

ederken Fantastik ekolün ünlü sanatçılarıyla tanışıp onların çok sayıda

sergilerine iştirak etti. Aynı yıllarda resim ve heykel sempozyumlarına

katıldı.

1971 - Rudi Bohm, Erol Deneç hakkında dökümanter bir film çekti. Bu film Viyana

20. Yüzyıl Modern Sanat Müzesi’nde gösterime sunuldu.

1964-1973 - Viyana’da ikamet edip Avrupa kültür şehirlerine inceleme seyahatlerinde

bulunmuştur ve Türkiye’de başladığı Klasik Türk müziği çalışmalarına

keman ve ud ile devam edip, yanı sıra sitar ile Hint müziğine merak

salmıştır.

1973 - Viyana’da evlendi ve dört kızı, bir oğlu oldu.

1973 - İçinde tabiat sevgisini keşfedip Alp Dağları eteklerinde bir tepeye yerleşti ve

çalışmalarını sürdürüp Avrupa’nın en önemli şehirlerinde devamlı sergilere

katıldı.

1982 - Avusturya televizyonu ünlü rejisörü Wolfgang Lezowsky, Erol Deneç’in

dökümenter bir filmini yaptı. Bu film, Avrupa’nın büyük şehir televizyonlarında

gösterildi.

1989 - Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.

1991-1995 - İstanbul Üniversitesi Kültür Merkezi’nde resim öğretmenliği yaptı.

Burada eğitmenliğini üstlendiği öğrencileriyle 1995 yılında İFAR (İstanbul

Fantastik Realizm) grubunu kurdu.

Üsküdar Emin Ongan Klasik Türk Musikisi derneğinde keman çalmaktadır.

1963 ‘den bu yana açtığı sergiler 150’yi geçmiştir.

Çalışmalarına Moda'daki kendi atölyesinde devam etmektedir.




Deneç’in İmgeler Dünyası

Erol Deneç Tatbiki Güzel Sanatlar’da eğitim gördüğü 1960’lı yılların başlarında hocası Avusturyalı Anton Lehmden’in ilgisini çekmişti. Onun aracılığıyla resimlerini gören fantastik akımın öncülerinden Ernst Fuchs’un çağrısı üzerine Viyana’ya yerleşen sanatçı, 1965-1969 yıllarında Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Pauser yanında eğitimini geliştiriyor. 1968’de Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nin Meister ödülüne değer bulunan Deneç, Anton Lehmden, Ernst Fuchs, Arik Brauer, Rudolf Hausner gibi fantastik akımın ünlü sanatçılarıyla birlikte ve kişisel çok sayıda sergide etkinlik göstermişti.
Viyana ‘da 12 yıl çalıştıktan sonra, Alp Dağlarında küçük bir köye yerleşen sanatçı, 26 yıllık bir ayrılıktan sonra, 2 yıl önce İstanbul’a dönmüştü.
Ernst Fuchs’un “Resim yapan bir sufi, Doğu’dan bize uzanan zengin bir ışık” diye tanımladığı Deneç, çeşitli kültür ve uygarlıkların birikimlerinden esinlenen resimlerinde insanlığın geçmişine, inançlarına uzanan zengin bir düş ve imge gücüyle beslenmiş bir evrene açılıyor. Avrupa’daki gökleri delen şatolardan, mitolojik atlara, kulelerde tutsak edilmiş prenseslere, Doğu mimarlık ayrıntılarından anka kuşlarına, sonsuza akan ırmaklara, fantastik görünümlere değin çeşitlenen tükenmez bir imge gücü sergiler.
Önceki yıllarda hazırladığı “Burçlar” dizisi gravürlerinde çok titiz, incelikli ve sağlam çizgi yeteneğiyle biçimlenen imgelem gücü özgün bir grup oluşturuyor. Serigrafi tekniğiyle aynı kalıptan değişik renk uyumlarıyla basılmış doğa figürleri ve renkli magazin kesikleriyle yağlıboyayı kolaj yöntemiyle birleştiren kimi resimlerinde fantastik görüşler deneysel uygulamalarla geliştirilmek istenmiş.
Viyana çalışmalarından “Hiç Yenilmeyen” adlı bir bakır gravürde tarihsel sütun ve kalıntılar arasında bir savaş sahnesi canlandırılmış. Bu gravürde insanlığın belleğinde yer etmiş savaş tutkusu, mitolojik figürler, gerçeküstücü ve simgesel motiflerle vurgulanıyor. Erol Deneç’in imgeler dünyası Doğu ülkelerine özgü gizemli bir görüşten, insanlığın ortak geçmişi ve yazgısından, düşlerle bilinç altına ilişkin bir sezgiden kaynaklanıyor. Yapıtlarında panteizm mitolojik biçimlerle yer alırken, yılan isteklerin, kuş ise ruhun simgesi oluyor. Tümü ahşap üzerine yapıştırılmış özel kağıtlara fırça ve tüplerin ucuyla yapılmış yağlıboyalara, son olarak sürülen bir vernikle emay parlaklığı eklenmiş. Kilise içlerinden ayrıntılar, yarı soyut uçuşan at figürleriyle “Viyana Anıları”, sevecen duyarlıklar içeren “Ana ve Çocuk”, “Erkek ile Kadın”,”Evrenler Zamanlar İç İçe” adlı figür düzenlemelerinde ve küçük boyutlu fantastik görünümlerde insanlığın geçmiş serüvenlerine, varoluşun, inançların gizemli duyarlılığına resimsel göndermeler yapılıyor. Bunlar arasında 1967-1992 yılları arasında birbirine eklenerek tamamlanmış “Yol” adlı soyut düzenlemede sanatçının yıllar boyunca izlediği, ressamca bilgeliğe erme çabası, simetrik bir düzende simgelenmiş.
Yurda dönüşünden sonra hazırladığı “Hayal Şehir” adlı bir görünümde ise fantastik görüşlerle İstanbul izlenimlerini birleştiren yeni bir oluşum izleniyor.

Ahmet Köksal
Milliyet, Aralık 1992

Hiç yorum yok: